بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنِّى عُذْتُ بِرَبِّى وَرَبِّكُمْ أَن تَرْجُمُونِ ٢٠

Beni taşlamanızdan ötürü; benim de Rabbım, sizin de Rabbınız olana sığındım.

– İbni Kesir

وَإِن لَّمْ تُؤْمِنُواْ لِى فَٱعْتَزِلُونِ ٢١

Eğer bana inanmazsanız; benden uzaklaşıp gidin.

– İbni Kesir

فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنَّ هَٰٓؤُلَآءِ قَوْمٌ مُّجْرِمُونَ ٢٢

Bunlar, suçlu bir kavimdir, diyerek Rabbına dua etti.

– İbni Kesir

فَأَسْرِ بِعِبَادِى لَيْلًا إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ٢٣

Öyleyse kullarımı geceleyin yürüt, siz muhakkak takip olunacaksınız.

– İbni Kesir

وَٱتْرُكِ ٱلْبَحْرَ رَهْوًاۖ إِنَّهُمْ جُندٌ مُّغْرَقُونَ ٢٤

Denizi sakin iken geride bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.

– İbni Kesir

كَمْ تَرَكُواْ مِن جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٢٥

Onlar, nice nice bağları, pınarları bırakmışlardı.

– İbni Kesir

وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ٢٦

Ekinleri, muhteşem konakları da.

– İbni Kesir

وَنَعْمَةٍ كَانُواْ فِيهَا فَٰكِهِينَ ٢٧

Zevk ve safa sürdükleri nimetleri de.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَۖ وَأَوْرَثْنَٰهَا قَوْمًا ءَاخَرِينَ ٢٨

İşte böyle. Onlara başka kavimleri mirasçı kıldık.

– İbni Kesir

فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ ٱلسَّمَآءُ وَٱلْأَرْضُ وَمَا كَانُواْ مُنظَرِينَ ٢٩

Gök ve yer onların helakine ağlamadı. Ve onlar, mühlet verilenler de olmadı.

– İbni Kesir

وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ مِنَ ٱلْعَذَابِ ٱلْمُهِينِ ٣٠

Andolsun ki; İsrailoğullarını horlayıcı azabdan kurtardık,

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu